Ceza dosya-
sında ise senet hamili mümeyyiz davalı hakkında kamu davası açıl-
madığı gibi keyfiyeti bildiği yolunda hiçbir delil bulunmamaktadır. Bu
durum karşısında iyiniyetli hamil sıfatı taşıyan davalı M hakkındaki
davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilke-
lere ters düşen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir”
59
.
“Bono, mücerret borç ikrarıdır. O hâlde, bono borçlusunun ilk
önce bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu
ispat etmesi gerekir; bu ise, tanıkla ispat edilemez. Ancak senet (kesin
delil) ile ispat edilebilir. Aksi hâlde, yani bononun kumar veya bahis
borcu için düzenlendiği iddiasının tanıkla ispat edilebileceğinin kabu-
lü durumunda bono emniyeti kalmaz; her bononun, kumar veya bahis
borcu için verildiği yalancı tanıklarla ispat edilerek iptali sağlanabilir.
Bu ise, hem Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 290’ıncı mad-
desi hükmüne, hem de bono emniyetine aykırı düşer”
60
. Aynı yönde
bir başka içtihada göre, bononun veya sair kıymetli evrakın ve diğer
adi senetlerin kumar ve bahis için düzenlendiği iddiası tanıkla ispat
edilemez
61
.
“Davalı da senetteki temel borç ilişkini kumar borcuna dayandır-
mıştır. Uyuşmazlık kumar borcundan kaynaklanmaktadır. Mahke-
menin kabulü de bu doğrultudadır. Kumar ve bahis eksik (tabii) borç
doğuran akitlerdendir. Kumar ve bahis borcunun eksikliği savunması
bir defi değil, bir itiraz oluşturur. Varlığı yargıç tarafından görevinden
ötürü dikkate alınır. Böyle bir savunmayı ortaya atmak da hakkın kö-
tüye kullanılması sayılmaz.