Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5755 E. , 2019/776 K. İçtihat

Davacı, taraflar arasında 01/01/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının son ödediği aylık 331,27 TL kira bedelinin emsal taşınmazlara göre düşük kaldığını belirterek 01/01/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık kira bedelinin net 3.000 TL olarak tespitine karar verilmesi istemiştir.
Davalı, talep edilen kiranın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile kira bedelinin 01/01/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.500,00 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Taraflar arasındaki kira ilişkisi, 01.01.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesine dayanmakta olup, tespiti istenilen dönem 01.01.2016 tarihinden itibaren başlayan döneme ilişkindir. Kira bedelinin başlangıç tarihine göre hak ve nesafet esaslarına göre tespit edilmesi gerekmektedir. 18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre “hak ve nesafet” ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmelidir.
Olayımıza gelince; hükme esas alınan 01.01.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi hakkında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 12.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda; taşınmazın alanı, mevcut durumu, mevkii, muhiti, geometrik durumu, iki yola cepheli oluşu, günün ekonomik ve sosyolojik şartları, dosya içerisinde bulunan emsal kira sözleşmeleri ve piyasa rayiç bedelleri incelendiğinde taşınmazın 01.01.2016 tarihi itibari ile aylık kira bedelinin net 1.500,00 TL olabileceği belirtilmiş olmasına rağmen emsal kira sözleşmelerinin neler olduğu, nitelikleri ve taşınmazın boş olarak yeniden kiraya verilmesi durumunda kira bedelinin ne olacağı belirtilmemiştir. Bu haliyle alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Mahkemece davalının eski kiracı olduğu da dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalar ışığında hak ve nesafete göre 1.1.2016 tarihinde başlayan dönem için kira bedelinin brüt olarak tespiti gerekirken yazılı şekilde yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak, net mi brüt mi olduğu belirtilmeden ve hakkaniyet indirimi uygulanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
KARAR : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yayım tarihi
karars olarak sınıflandırılmış