Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1883 E. , 2021/1670 K. İçtihat

1. Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması ve tahliye” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen istemin reddine ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.
2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ
Alacaklı İstemi:
4. Alacaklı vekili istem dilekçesinde; borçlu aleyhine 2014 yılının Mayıs, Temmuz ve Ağustos ayları kira bedellerinin tahsili için (tahliye talepli) icra takibi başlattıklarını, borçlunun itirazında 2014 yılı Mayıs ve Haziran ayı kirasını birlikte (02.05.2014 tarihinde) yatırdığını, 2014 yılı Temmuz ayı kirasını ise (18.07.2014 tarihinde) süresinden önce yatırdığını, 2014 yılı Ağustos ayı kirasının vadesinden önce talep edildiğini belirttiğini, ancak 02.05.2014 tarihli ödemenin Mayıs ayı kirasına ilişkin olmadığını, kira sözleşmesine göre kira bedelinin her ayın 26’sı ile 31’i arasında ödenmesi gerektiğini, 02.05.2014 tarihli ödemenin 2014 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin olduğunu, bu ödemeye Mart ve Nisan aylarına ilişkin olduğuna dair not düşüldüğünü, banka dekontlarını sunacaklarını, bu nedenle 2014 yılı Mayıs ayına ilişkin kiranın ödendiği itirazını kabul etmediklerini, borçlunun 02.05.2014 tarihli ödemesinden sonraki ilk ödemenin 18.07.2014 tarihinde yapıldığını, dolayısıyla bu ödemenin de Haziran ayı ödemesi olduğunu, Temmuz ayı kirasının da 01.09.2014 tarihinde (ihtar müddeti içinde) ödendiğini, 22.11.2013 tarihinden 02.09.2014 tarihine kadar 9 aylık ödeme yapıldığını ancak 08.10.2014 tarihi itibariyle 11 aylık ödeme yapılması gerektiğini, borçlunun Ağustos ayı kirasının henüz muaccel olmadan takibe konulduğu itirazına bir diyeceklerinin olmadığını ileri sürerek borçlunun 2014 yılı Mayıs ayına ilişkin kira borcuna ve fer’îleri ile takip giderlerine yapmış olduğu itirazın kaldırılmasına, borçlunun “….. …. Villaları No:41 Çakmaklı Büyükçekmece/İstanbul” adresinden tahliyesine, borçlunun itiraz edilen kısım dikkate alınarak % 20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Borçlu Cevabı:
5. Borçlu vekili cevap dilekçesinde; takibe konu kira sözleşmesinde kira başlangıcının 26.11.2010 olduğunu, alacaklı tarafından bildirilen ödemelerin ise 22.11.2013 tarihinden başladığını, takibin yapıldığı Ağustos 2014 tarihine kadar ödenmesi gereken kira bedelinin 9 aylık kira olduğunu, ödeme emrini tebliğ aldıkları tarihten itibaren 30 günlük sürede 9 aylık kira bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, 2014 yılı Mayıs ayı kirasının ödenmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, takip tarihinde muaccel olmayan ancak daha sonra muaccel olan 2014 yılı Ağustos ayı kirasının da 30 günlük ödeme (ihtar) süresinde ödendiğini belirterek istemin reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 23.12.2014 tarihli ve 2014/907 E., 2014/1230 K. sayılı kararı ile; alacaklının 2014 yılı Ağustos ayı kira bedeline yönelik itirazın kaldırılması talebinin bulunmadığı, takibe konu 2014 yılı Mayıs ayı kira bedelinin takip tarihinden önce 18.07.2014 tarihinde ödendiği, yine 2014 yılı Haziran ve Temmuz ayı kira bedellerinin 01.09.2014 ve 02.09.2014 tarihleri arasında 30 günlük temerrüt (ihtar) süresi içerisinde ödendiği, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın borçlunun temerrüde düşüp düşmediği konusunda olduğu, borçlunun takibe konu tüm borçları 30 günlük ihtar süresi içerisinde ödediği gerekçesi ile davacının (alacaklının) itirazın kaldırılmasına (alacağa) yönelik davasının (talebinin) reddine, davalı (borçlu) taraf tazminat takdir (talep) etmediğinden takdirine yer olmadığına, davacının (alacaklının) tahliyeye yönelik davasının (talebinin) reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince 26.03.2015 tarihli ve 2015/1151 E., 2015/3022 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 15.08.2014 tarihinde başlatmış olduğu haciz ve tahliye istekli icra takibi ile ödenmediğini iddia ettiği mayıs, temmuz ve ağustos 2014 ayları kira paraları, aylık 3.100.00TL’den toplam 9.300TL kira alacağı ile işlemiş faiz 68.03TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Ödeme emrinin 20.08.2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra itiraz süresi içerisinde 26.08.2014 tarihinde davalı vekili tarafından icra takibine itiraz edilmiş, Ağustos 2014 ayı kirasının dayanak sözleşmenin 8. maddesinde belirlenen ödeme gününe nazaran muaccel hale gelmeden istenildiğini, Mayıs ve takip dışı Haziran ayları kira bedellerinin 02.05.2014 tarihinde, Temmuz 2014 ayı kirasının ise süresinden önce 18.07.2014 tarihinde davacı kiralayanın banka hesabına ödendiği beyan edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut banka cari hesap ödeme ekstresinde davalının savunmasında geçen 02.05.2014 tarihli 6.122.00TL tutarındaki kira ödemesinin, 2014 Mart ve Nisan aylarına ait olduğu, yine savunmada geçen ve Nursen Şahin tarafından yapılan 3100TL tutarında ödemenin Haziran ayı kirası açıklaması ile davacı hesabına ödendiği anlaşılmaktadır. Takibe konu Temmuz ayı kirasının yasal otuz günlük sürede 01.09.2014 tarihinde 3100TL olarak Temmuz ayı adı altında hesaba yatırıldığı da açıkça görülmektedir. Bu durumda davalı tarafından takibe konu edilen 2014 Mayıs ayı kirasının 02.05.2014 tarihinde ödenmediği banka ekstresinden anlaşılmaktadır. Davalı tarafın banka ödemeleri dışında başkaca yazılı ödeme belgesi ibraz etmemiş olması sebebiyle Mahkemece Mayıs 2014 ayı kira bedeli yönünden davalının temerrüde düştüğünün kabulü ile kiralananın tahliyesine ve Mayıs 2014 ayı kira alacağı için itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken ile davalının ödeme savunmasına değer verilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Büyükçekmece 1. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 01.10.2015 tarihli ve 2015/603 E., 2015/785 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçenin yanında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 269/a maddesinde belirtilen ihtar müddeti içerisinde kira borcunun ödenmemesinin tahliye nedeni olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 102. maddesi genel düzenleme olup, İİK’nın 269/a maddesinin tanıdığı hakkın genel madde olan TBK’nın 102. maddesi ile kaldırılmasının yerinde olmayacağı, bir başka anlatımla (borçlu) kiracının takip tarihine kadar olan tüm kiraları ödemesi yeterli olup 01.09.2015 (doğrusu 01.09.2014) tarihinde yapılan Temmuz ayı kira bedeli olarak yazılan ibarenin Temmuz ayına mahsuben kabul edilip 02.09.2014 tarihinde yani ihtar süresi içerisinde yapılan kira bedelinin muaccel olmayan Ağustos ayına ait olamayacağı, takibe konu kira bedeline sayılması gerekeceği, makbuzda yazılan ayın şekli olup geçmiş aylara ait ödemeyi engellemeyeceği, İİK’nın uygulanmasında ihtar süresi içerisinde yapılan ödemelerin takibe konu aylara ilişkin sayılması gerektiği, aksine uygulamanın TBK’nın 102 maddesinin İİK’nın 269/a maddesini yürürlükten kaldırmış sayılacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takibe konu 2014 yılı Mayıs ayı kira bedeli yönünden borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, buradan varılacak sonuca göre kiralananın tahliyesine ve 2014 yılı Mayıs ayı kira alacağı için itirazın kaldırılması ile takibin devamına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
12. İcra ve İflas Kanunu’nun 269-269/d maddeleri arasında kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle ilamsız tahliye takibi düzenlenmiştir. Kiraya veren ödenmemiş kiranın tahsili için yaptığı ilamsız takip talebinde, kiracıya (ödeme emri ile) 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 260 veya 288. (TBK m. 315 veya 362) maddelerinde yazılı ihtarın da yapılmasını isteyebilir. Böylece kiracının kira borcunu ödemede geciktiği hâlde kiraya veren aynı takipte hem ödenmeyen kira bedellerini, hem de borçlunun temerrüt nedeniyle tahliyesini talep edebilir.
13. Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62’ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir.
14. Borçlu-kiracı ödeme emrine itiraz etmek isterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren (İİK’nın 269/son fıkrasında yazılı istisna hariç) yedi gün içinde itiraz sebeplerini icra dairesine bildirmelidir. İtiraz genel haciz yoluyla takip hükümlerine göre (İİK m. 269/2, 62) yapılır. Ödeme emrine itiraz sebepleri kira sözleşmesine itiraz veya kira sözleşmesi dışındaki itirazlar şeklinde ikiye ayrılır.
15. Borçlunun (kiracının), kira sözleşmesine itiraz etmeyip (bilâkis kira sözleşmesini kabul ederek; İİK m. 269/2, c. 2), kiranın daha az olduğu, ödendiği, muaccel olmadığı, takas, kiralananın tahliye edildiği gibi bir sebep ile ödeme emrine itiraz etmesi hâlinde kira sözleşmesi dışındaki itirazlar denir. Kira sözleşmesi dışındaki itiraz ile de ilâmsız tahliye takibi durur. Takibe devam edilebilmesi için, alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye istemesi gerekir. Burada da, itirazın kesin kaldırılması söz konusu olup itirazın geçici kaldırılması müessesesinin uygulama yeri yoktur. Çünkü, borçlu kira sözleşmesini kabul etmiş durumdadır. Artık bu durumda, kira sözleşmesinin mevcut olup olmadığı araştırılmaz; yalnız borçlunun ödeme, takas gibi kira sözleşmesi dışındaki itirazları incelenir. Borçlu, itirazında kira sözleşmesine açıkça itiraz etmeyip, kira sözleşmesi dışında bir itirazda (meselâ ödeme itirazında) bulunduğu için, bununla kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır (İİK m. 269/2 c.2). Bu nedenle, icra mahkemesinde artık kira sözleşmesinin mevcut olup olmadığı hakkında bir inceleme yapılamaz (Kuru, s. 838, 846, 847).
16. Borçlu itirazında takibe dayanak kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise İİK’nın 269 maddesinin 2. fıkrası uyarınca kira sözleşmesinin varlığı ve içeriği, sözleşmede belirlenen kira alacağı takip hukuku bakımından kesinleşir. Borçlu ancak İİK’nın 269/c maddesine göre kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini belirtilen hükümde yazılı belgelerle ispatladığı takdirde temerrütten kurtulabilir. Aksi hâlde itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilir.
17. Diğer taraftan TBK’nın 102. maddesi ;
“…Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır…” hükmünü içermekte olup, bu maddenin uygulanabilmesi için birden fazla borcu olan borçlunun, yaptığı ödemenin bu maddeye göre mahsubu, öncelikle borçlu tarafından kanunen geçerli bir açıklama yapılmamış olmasına ve alacaklı tarafından düzenlenen makbuzda bu konuda açıklama bulunmamış bulunmasına bağlıdır. Ayrıca özel kanunlarda bu konuda yapılmış bir düzenlemede bulunmamalıdır (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt 1, 2012, s. 652).
18. Somut olayda; alacaklı tarafından 26.11.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak 15.08.2014 tarihinde başlatılan ilamsız tahliye takibinde 2014 yılının Mayıs, Temmuz ve Ağustos ayı kira bedellerinin tahsilinin talep edildiği, aylık kira miktarının 3.100TL olarak gösterildiği, örnek 13 nolu ödeme emrinin 20.08.2014 tarihinde borçluya tebliği üzerine borçlu vekilinin yasal süresinde verdiği itiraz dilekçesinde Mayıs ve Haziran ayı kirasını birlikte 02.05.2014 tarihinde ödendiğini, Temmuz ayı kirasının ise 18.07.2014 tarihinde ödendiğini, Ağustos ayı kirasının ise muaccel olmadığını bildirdiği, alacaklı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda 02.05.2014 tarihli ödemenin 2014 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin olduğunu, 2014 yılı Mayıs ayına ilişkin kiranın ödendiği itirazını kabul etmediklerini, 18.07.2014 tarihinde yapılan ödemenin de Haziran ayına ait olduğunu, Temmuz ayı kirasının da 01.09.2014 tarihinde ödendiğini, borçlunun Ağustos ayı kirasının henüz muaccel olmadan takibe konulduğu itirazına bir diyeceklerinin olmadığını ileri sürerek borçlunun 2014 yılı Mayıs ayına ilişkin kira borcuna ve fer’îleri ile takip giderlerine yapmış olduğu itirazın kaldırılmasına, borçlunun tahliyesine karar verilmesini talep ettiği, icra mahkemesince takibe konu tüm borçların ödendiği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
19. Takibe dayanak 26.11.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 8. maddesinde kiraların her ayın 26’sı ile 31’i arasında 5 iş günü içinde aylık olarak kiralayanın Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. hesabına ödenmesinin kararlaştırıldığı, Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş.’nin kiralayan …’nın hesabına ait 01.10.2013 ile 19.09.2014 tarihleri arasındaki cari hesap ekstresinin ve dekontların incelenmesinde 05.11.2013 tarihli; gönderen Nursen Şahin, 2800TL miktarlı, Ekim 2013 kira açıklamalı, 22.11.2013 tarihli; gönderen Nursen Şahin, 3.061TL miktarlı, Kasım 2013 kira açıklamalı, 11.02.2014 tarihli; gönderen …, 6.189,50TL miktarlı, villa 41 Aralık 2013-Ocak 2014 açıklamalı, 04.03.2014 tarihli; gönderen Nursen Şahin, 3.100TL miktarlı, Şubat Ayı kira açıklamalı, 02.05.2014 tarihli; gönderen …, 6.122TL miktarlı, Mart, Nisan ayları kira açıklamalı, 18.07.2014 tarihli; gönderen Nursen Şahin, 3.100TL miktarlı, Haziran 2014 kira açıklamalı, 01.09.2014 tarihli; gönderen …, 3.100TL miktarlı, Temmuz Ayı kira açıklamalı, 02.09.2014 tarihli; gönderen Nursen Şahin, 3.100TL miktarlı, Ağustos kira açıklamalı ödemelerin bulunduğu olduğu görülmektedir.
20. Bu durumda ödeme dekontlarında borçlu tarafından kira borcunun hangi aya ait olduğu açıklanmış olup TBK’nın 102. maddesinin somut olayda uygulanma yeri bulunmadığından, ödemelerin daha önce muaccel olan kira borcu için yapıldığının kabulü mümkün değildir. Dolayısıyla 02.05.2014 tarihli ve 6.122TL miktarlı kira ödemesinin 2014 yılı Mart ve Nisan aylarına, 18.07.2014 tarihli ve 3.100TL miktarlı kira ödemesinin 2014 yılı Haziran ayına, 01.09.2014 tarihli ve 3.100TL miktarlı kira ödemesinin 2014 yılı Temmuz ayına, 02.09.2014 tarihli ve 3.100TL miktarlı kira ödemesinin ise 2014 yılı Ağustos ayına ait olduğundan takibe konu edilen 2014 Mayıs ayı kirasının ödenmediği açıkça görülmektedir. Ayrıca borçlu vekili cevap dilekçesinde icra takibi yapıldığında muaccel olmayan ancak daha sonra muaccel olan 2014 yılı Ağustos ayı kirasının da 30 günlük ihtar süresi içinde ödendiğini beyan etmiş olup, 02.09.2014 tarihli ödemenin 2014 yılı Mayıs ayı kirası ödemesi için yapıldığının kabulüne de imkan yoktur.
21. O hâlde 2014 yılı Mayıs ayı kira bedeli yönünden borçlunun temerrüde düştüğünün kabulü ile kiralananın tahliyesine ve 2014 yılı Mayıs ayı kira alacağı yönünden itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi gerekir.
22. Hâl böyle olunca; mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
23. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. KARAR :
Açıklanan nedenlerle;
Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yayım tarihi
karars olarak sınıflandırılmış