Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2016/22502 Esas 2017/11069 Karar İçtihat

Taraflar arasındaki asıl yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, karşı yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne davanın yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı- k.davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı-karşı davalı, asıl davada; taraflar arasında görülen boşanma davası neticesinde, davalı yararına aylık 500,00 TL yoksulluk, müşterek iki çocuk yararında ayrı ayrı 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanma sonrasında emekli olduğunu, gelirinin azaldığını, davalının çalıştığını, müşterek çocuk B____’in reşit olduğunu belirterek; davalı yönünden yoksulluk, müşterek çocuk B____ yönünden iştirak nafakasının kaldırılmasına, mümkün olmadığı takdirde yoksulluk nafakasının 200,00 TL’ye, iştirak nafakalarının 150,00 TL’ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı, cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, emekli maaşının yanında kira gelirinin olduğunu, kendilerinin maddi durumunun daha da kötüleştiğini, ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz olduğunu belirterek; asıl davanın reddini, karşı davada yoksulluk nafakasının 750,00 TL’ye, müşterek çocuk E____ yönünden iştirak nafakasının 500,00 TL’ye çıkarılmasını istemiştir.

Mahkemece; asıl davada yoksulluk ve müşterek çocuk E____ yönünden iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine, müşterek çocuk B____ yönünden reşit olduğu tarihte nafaka kendiliğinden kalktığından taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karşı davada, yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine, müşterek çocuk E___ Yönünden iştirak nafakasının aylık 400,00 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 9/2. maddesi uyarınca nafaka davalarında, reddedilen kısım yönünden avukatlık ücretine hükmedilemez, fakat bu hüküm nafaka talebinin tamamen reddi halinde uygulanmamaktadır.

Somut olayda; davalı-karşı davacının yoksulluk nafakasının artırılması talebi tamamen reddedildiğine göre kendini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması usul hükümlerine uygun değildir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.

KARAR : Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temyiz olunan kararın 11. bendinden sonra gelmek üzere “Davacı-karşı davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine” bendinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Yayım tarihi
karars olarak sınıflandırılmış