Davalı E____; koyunların kendisine ait olduğunu, ancak koyun sürüsünün davacının bağına girmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı O____; koyunların kendisine ait olmadığını, çobanlık yaptığını, otlattığı koyunların davacının bağına girmediğini, davacının arazisinin bulunduğu civarda kendisinin otlattığı sürü dışında bir çok koyun sürüsü bulunduğunu, onların girmiş olabileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; hayvanların olay tarihinde O____’un yönetiminde olduğu, davalı E____ yönetiminde bulunmadığı gerekçesiyle, davalı E____ yönünden açılan davanın reddine, davalı O____ yönünden açılan davanın kısmen kabulüyle birlikte 1.703,64 TL’nin davalı O____’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayvan bulunduran ve aynı zamanda adam çalıştıranın sorumluluğu sebebiyle açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hayvan idare edenlerin sorumluluğunu düzenleyen 818 Sayılı Borçlar Kanununun 56. maddesi (6098 Sayılı yeni T.B.K.’nun 67. maddesi)’ne göre; “Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz”. Hayvan idare etmekten amaç ondan iktisaden ve fiilen yararlanmaktır. Buna mukabil, hayvanın bakıcısı, hayvandan iktisaden faydalanmak maksadıyla onun zilyedi olmadığı ve sadece yardımcı sayıldığı için (hayvanı idare eden) sayılamaz. Onun için bakıcı 818 Sayılı Borçlar Kanunu 56 (6098 Sayılı T.B.K. 67.)ye göre sorumlu değildir; kişisel kusurları varsa ancak 818 Sayılı B.K. 41. (6098 Sayılı yasa 49.) maddesi gereğince sorumlu olabilir. Hayvanın gözetimi ehil bir yardımcı kişiye bırakılsa ve bu yardımcı kişinin özen ödevine aykırı davranışı (kusuru) sonucu hayvan bir zarara sebebiyet verse; bu durumda da hayvan idare edenin bir kusurundan söz edilemeyeceği halde, o zarardan sorumludur. (Çünkü hayvan idare edenin sorumluluğu kusura dayanmaz; onun sorumluluğu (tıpkı adam çalıştıranın sorumluluğunda olduğu gibi) bir sebep sorumluluğudur. Bu bakımdan hayvanların verdikleri zarardan dolayı onu idaresinde bulunduranın tazminatla mahkum edilebilmesi için, zarar görenin, o kimsenin ayrıca kusurunu ispat etmesi gerekmez. Aksine, hayvan idaresi altında bulunan kişi T.B.K. madde 67’de tanınmış olan (kurtuluş beyyinesini) ispat edebildiği takdirde ancak sorumluluktan kurtulabilir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. maddesindeki, zarar görenin zararın doğumuna veya çoğalmasına birlikte sebep olması hallerinde hayvan idare edenin sorumluluk derecesi zarar görenin kusurunun şekli ve derecesine göre ya azaltılır, veyahutta tamamen ortadan kalkar.
818 Sayılı B.K.nun 55/1. maddesine göre; “Başkalarını istihdam eden kimse, mahiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki, böyle bir zararın vukubulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamayacağını ispat ederse mesul olmaz.” (T.B.K.m.66)
Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği, özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır (Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Prof. Fikret Eren, Cilt: 2-4 bası, sh.160). (HGK.nın 15.6.1994 gün ve 1994/11-178 E. 1994/398 K.).
Somut olayda; davalı O____’ın, babası olan diğer davalı E____’a ait koyunların çobanlığını yaptığı, koyunların davacıya ait araziye girerek üzüm çubuklarına zarar verdiği anlaşılmaktadır.
Olay sonrası G____ Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/7 D.İş sayılı dosyasıyla yapılan tespit sonucu, toplamda 10 dekarlık alan üzerindeki üzüm omcalarının vejetatif aksamlarının yani taze olan sürgünlerinin kuruduğu, üzüm ve ürün veremez olduğu, yaklaşık olarak % 70 oranında verim kaybının olacağı, ayrıca gelecek sene için sürgün sayısı azalacağından, gelecek yıl % 30 oranında verim kaybının olacağı belirtilmiş olup, davacı zararının 2012 yılı için 2.800,00 TL, 2013 yılı için 1.200,00 TL olduğu tespit edilmesine rağmen, yargılama sırasında düzenlenen 8.5.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda; davacının 2012 yılı zararının 2.094,00 TL, 2013 yılı zararının 1.321,00 TL olduğu, bilirkişi raporuna itiraz üzerine düzenlenen 9.7.2013 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda ise; davacının 2012 yılı zararının 458,64 TL, 2013 yılı zararının 1.245,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
H.U.M.K.nun 275. vd. maddelerinde; “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286. maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme H.U.M.K.nun 283. maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284. maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Aynı ilkeler 6100 Sayılı H.M.K.beşinci bölümünde “bilirkişi incelemesi” ismi altında ve 266-287. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hakimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Ayrıca, toplanan delillere göre, davalı E____’un hayvan sahibi ve aynı zamanda da adam çalıştıran sıfatıyla, oluşan davacı zararından diğer davalı O____ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı E____’un, diğer davalı O____’ya talimat vermede ve denetlemede gerekli özeni göstermediği, gereken tedbirleri almadığı açıktır. O halde, davalı E. B.K.nun 55. maddesi ve 67. maddesi doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı ve delili getirmemiş olup, çalışanı diğer davalı O____’ın eyleminden sorumludur.
Mahkemece; davalı O____’ın eylemi sebebiyle davalı E____’un B.K.’nun 55. maddesi ve 67. maddesi hükmü gereğince sorumlu olduğu hususu dikkate alınarak, önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişiden davacı zararının tespitini içeren ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, çelişkili raporlardan ek rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
KARAR : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 17.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.